Detaylı bilgi ve randevu için biz sizi arayalım.

GENEL CERRAHİ HAKKINDA

Genel cerrahi, vücudun birçok bölgesindeki hastalıkların tanı ve tedavisinde rol alan kapsamlı bir tıp dalıdır. Karın içi organlar, sindirim sistemi, meme, tiroit, fıtıklar ve bazı cilt altı yumuşak doku hastalıkları genel cerrahinin ilgi alanına girer. En sık yapılan işlemler arasında kapalı safra kesesi ameliyatı, kasık fıtığı onarımı, hemoroid tedavisi ve ameliyatsız kıl dönmesi yöntemleri yer alır. Günümüzde laparoskopik yani kapalı cerrahi teknikler sayesinde hastalar daha kısa sürede iyileşmekte, daha az ağrı ve iz ile günlük hayatlarına dönebilmektedir.

Ayrıca obezite cerrahisi de genel cerrahinin önemli alanlarından biridir. Tüp mide ve gastrik bypass gibi operasyonlarla fazla kilo sorunu yaşayan bireylerde hem kilo kaybı sağlanır hem de diyabet ve tansiyon gibi hastalıklar kontrol altına alınabilir. Genel cerrahlar ayrıca meme kitleleri, tiroit nodülleri gibi sorunların cerrahi tedavisinde de aktif rol oynar. Ayrıca Genel Cerrahi, sadece cerrahi müdahalelerle değil, tanı süreci, hasta takibi ve yaşam kalitesini artırıcı yaklaşımlarıyla da hastaların hayatında önemli bir yere sahiptir.

Genel Cerrahi kliniği, birçok farklı hastalığın tedavisinde uzmanlaşmış bir alandır. Hem acil müdahale gerektiren hastalıklarda hem de planlı cerrahi müdahale gerektiren sağlık problemleri için hastalar Genel Cerrahi Kliniğine başvurabilir. Teknolojik gelişmeler sayesinde cerrahi müdahaleler daha az ağrılı, daha hızlı iyileşen ve daha az komplikasyon riskine sahip hale gelmiştir. Genel cerrahinin temel amacı, hastaların sağlığını en iyi şekilde restore ederek yaşam kalitelerini artırmaktır.

Genel Cerrahi Kliniğinde Uygulanan Başlıca Tedaviler

Safra Kesesi Ameliyatı (Kolesistektomi)

Safra kesesi ameliyatı, özellikle safra taşlarının neden olduğu ağrı, mide bulantısı, hazımsızlık ve iltihap gibi problemleri ortadan kaldırmak için uygulanır. Safra kesesi, karaciğerin hemen altında yer alan ve sindirimde görevli olan küçük bir organdır. En yaygın neden, taşların safra kanalını tıkamasıyla ortaya çıkan "akut kolesistit" olarak bilinen iltihabi durumdur. Cerrahi işlem genellikle laparoskopik (kapalı) yöntemle yapılır; bu sayede karın duvarına sadece 3-4 küçük kesi yapılır ve kamera yardımıyla safra kesesi çıkarılır. Laparoskopik cerrahi, açık ameliyata göre daha az ağrı, daha kısa hastanede kalış süresi ve daha çabuk iyileşme sağlar. Nadiren de olsa bazı ileri durumlarda açık ameliyat gerekebilir. Ameliyat sonrası safra kesesiz yaşam mümkündür; çünkü safra, karaciğerden doğrudan bağırsağa akar.

Safra Kesesi Kanseri Cerrahisi

Nadir görülen ancak ilerlediğinde agresif seyreden safra kesesi kanseri, genellikle ileri evrelerde belirti verdiğinden tanısı gecikebilir. Erken dönemde saptandığında cerrahi tedavi başarı şansını artırır. Bu kanser türünde uygulanan cerrahi işlem, radikal kolesistektomi olarak adlandırılır. Bu operasyon sadece safra kesesini değil, aynı zamanda çevresindeki karaciğer dokusu ve lenf bezlerini de içerir. Böylece tümörün yayıldığı olası bölgeler de temizlenmiş olur. Bu işlem genellikle açık cerrahi ile yapılır ve sonrası dönemde hasta yakın takibe alınır. Erken teşhis, cerrahinin başarısını ve yaşam süresini önemli ölçüde etkiler.

Kapalı Safra Kesesi Operasyonu (Laparoskopik Kolesistektomi)

Kapalı safra kesesi ameliyatı, günümüzde en yaygın tercih edilen yöntemdir. Bu işlemde karın duvarına açılan 0,5–1 cm’lik küçük kesilerden ince borular ve bir kamera yerleştirilir. Cerrah, monitör görüntüsü yardımıyla safra kesesini çıkarır. Bu yöntem sayesinde hastalar genellikle aynı gün taburcu olabilir ya da 1 gece hastanede kalmaları yeterli olur. İyileşme süreci hızlıdır ve 1 hafta içinde çoğu hasta normal hayatına dönebilir. Kapalı ameliyat, karın estetiğini de korur çünkü izler oldukça küçüktür. Ayrıca enfeksiyon ve yara komplikasyonu riski açık ameliyata göre düşüktür.

Kasık Fıtığı Ameliyatı

Kasık fıtığı, karın içi organların, kasık bölgesindeki zayıf noktalardan dışarıya doğru çıkmasıyla oluşur. Genellikle kasıkta şişlik, ağrı ve baskı hissi ile kendini belli eder. Fıtıklar kendiliğinden iyileşmez; cerrahi tedavi şarttır. Açık yöntemle yapılan ameliyatta, fıtık kesesi yerine geri yerleştirilir ve bölgeye özel bir yama (mesh) yerleştirilerek kas duvarı güçlendirilir. Laparoskopik (kapalı) yöntemle ise, küçük kesilerden kamera yardımıyla girilerek aynı işlem içeriden yapılır. Kapalı yöntem, özellikle iki taraflı fıtıklarda ve yeniden fıtık gelişen hastalarda avantaj sağlar. Cerrahinin ardından genellikle 1-2 hafta içinde normal fiziksel aktivitelere dönülebilir.

Ameliyatsız Kıl Dönmesi Tedavisi

Kıl dönmesi (pilonidal sinüs), çoğunlukla kuyruk sokumunda meydana gelen ve cilt altına giren kıl, ter ve deri döküntülerinin oluşturduğu enfeksiyonlu bir yapıdır. Geleneksel tedavi yöntemlerinde geniş kesilerle cerrahi müdahale gerekebilirken, günümüzde ameliyatsız kıl dönmesi tedavileri giderek yaygınlaşmıştır. Bu yöntemlerden biri olan fenol tedavisi, bölgeye kimyasal bir madde (fenol) uygulanarak sinüsün kurutulmasını ve kapanmasını sağlar. İşlem lokal anestezi altında, genellikle 15-20 dakikada tamamlanır. Hasta aynı gün evine dönebilir ve ertesi gün normal yaşantısına devam edebilir. Bu teknik, cerrahiye göre daha konforludur ve doku kaybı minimaldir. Ancak uygun hasta seçimi bu yöntemlerin başarısını belirleyen en önemli faktördür.

Genel Cerrahi Kliniğinde En Sık Görülen Hastalıklar Nelerdir?

Genel Cerrahi kliniğinde en sık karşılaşılan hastalıklar genellikle karın içi organlar, sindirim sistemi, yumuşak doku, fıtıklar ve cilt altı dokularla ilişkili problemleri kapsar. Bu hastalıklar arasında hem ani gelişen, hayati tehlike yaratabilecek acil durumlar hem de uzun süredir var olan ve hastanın yaşam kalitesini olumsuz etkileyen kronik sağlık sorunları yer alır. Genel cerrahi, oldukça geniş bir yelpazeye sahip olduğu için bu alanda çalışan Cerrahlar hem tanı hem de tedavi sürecinde multidisipliner bir yaklaşım benimser.

Safra kesesi iltihabı, apandisit, mide-bağırsak tıkanıklıkları gibi karın içi organlara ait acil cerrahi vakalar, bu kliniğe en sık başvuru nedenlerindendir. Bunun yanı sıra, kasık fıtığı, kıl dönmesi gibi planlı şekilde ameliyat gerektiren durumlar da sık görülür. 

Safra Kesesi Hastalıkları (Safra Taşları, Kolesistit)

Safra kesesi en sık taş oluşumu nedeniyle hastalanır. Safra taşları zamanla safra kesesi kanalını tıkayarak iltihaplanmaya (kolesistit) neden olabilir. Bu durumda hastada sağ üst karın ağrısı, mide bulantısı, kusma ve hazımsızlık gibi belirtiler görülür. Safra kesesi ameliyatı (kolesistektomi), genellikle laparoskopik yöntemle (kapalı cerrahi) gerçekleştirilir. Hastalar çoğu zaman aynı gün ya da ertesi gün taburcu edilir. safra kesesi hastalıkları ve kanserleri, karaciğerle ilişkili hastalıklar olarak sıkça karşılaşılan problemler arasında da yer alır. Bu tür hastalıkların tedavisinde hastanın genel durumu göz önünde bulundurularak daha ileri tedavi yöntemleri uygulanır.

Kasık Fıtığı (İnguinal Herni)

Kasık fıtığı gibi hastalıklar, genellikle insanların yaşamlarını olumsuz etkileyen ve tedavi edilmediğinde ciddi komplikasyonlara yol açabilen sağlık problemleridir. Kasık fıtığı, genellikle kasık bölgesindeki karın duvarında zayıf bir noktadan bağırsakların dışarıya doğru çıkmasıyla ortaya çıkar. Karın duvarının zayıf noktalarından birinden bağırsak ya da yağ dokusunun dışarı çıkmasıyla oluşur. Özellikle ağır kaldırma, öksürme veya zorlanma sırasında kasık bölgesinde şişlik ve ağrı hissedilir. Tedavisi cerrahidir. Açık veya laparoskopik yöntemle yapılan fıtık onarımında bölgeye yama yerleştirilerek tekrarlama riski azaltılır.

Apandisit : Kalın bağırsağın başlangıcında bulunan apendiks adlı organın iltihaplanmasıdır. Genellikle ani karın ağrısı, mide bulantısı ve ateşle kendini gösterir. Acil müdahale gerektirir, aksi halde apendiks patlayarak karın zarı iltihabına (peritonit) yol açabilir. Tedavi laparoskopik veya açık apendektomi ile yapılır.

Kıl Dönmesi (Pilonidal Sinüs)

Özellikle genç erkeklerde kuyruk sokumunda görülür. Cilt altına batan kıllar burada enfeksiyon oluşturarak apseye neden olabilir. Ameliyatla alınabileceği gibi, uygun hastalarda lokal anestezi ile yapılan ameliyatsız kıl dönmesi tedavileri de mevcuttur. Bu yöntemlerle hastalar günlük yaşantılarına kısa sürede dönebilir. Ayrıca Makat hastalıkları da genel cerrahlar tarafından tedavi edilen bir diğer önemli alandır. Hemoroid, anal fissür, anal fistül gibi hastalıklar, genellikle kronikleşmiş, yaşam kalitesini bozan ve acı verici rahatsızlıklardır. Bu hastalıkların tedavisinde, genellikle cerrahi müdahale ile sorun ortadan kaldırılır. 

Mide ve Bağırsak Hastalıkları

Mide ve Bağırsak Hastalıkları, genel cerrahinin önemli alanlarından birini oluşturur. Mide ve bağırsaklarda görülen çeşitli hastalıklar, hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde etkiler. Mide ülseri, reflü hastalığı, gastrit, divertikülit gibi hastalıklar, cerrahi müdahale gerektirebilecek durumlar arasında yer alır. Gastrik bypass ve tüp mide gibi cerrahi yöntemler, mide hastalıklarının tedavisinde kullanılır.Ülser, gastrit, bağırsak tıkanıklıkları, bağırsak tümörleri ve divertikülit gibi hastalıklar, genel cerrahinin sık müdahale ettiği durumlardandır. Bazıları endoskopik yöntemlerle tanı alırken, ilerleyen durumlarda cerrahi girişim gerekir. Ayrıca, bağırsak kanseri ve kolon kanseri gibi hastalıklar da cerrahi müdahaleler gerektirir. Bağırsak kanseri, özellikle erken evrede tedavi edilirse başarılı sonuçlar elde edilebilecek bir hastalıktır.

Tiroid ve Endokrin Bezi Hastalıkları

Tiroid hastalıkları ve endokrin cerrahisi de genel cerrahi uzmanlık alanına giren önemli konulardan biridir. Tiroid bezinin aşırı büyümesi (guatr) veya kanser gibi hastalıklar, cerrahi müdahale gerektiren sağlık sorunlarıdır. TTiroid nodülleri, guatr, hipertiroidi ve bazı tiroid kanserleri cerrahi müdahale gerektirebilir. Genel cerrahlar, tiroid bezinin bir kısmını veya tamamını alarak tedavi sürecini başlatırlar.

Obezite Cerrahisi

Obezite cerrahisi de giderek artan bir ihtiyaç haline gelmiştir. Obezite, günümüzde dünyada büyük bir sağlık problemi olup, genetik faktörler, yaşam tarzı ve metabolik hastalıklarla ilişkilidir. Genel cerrahlar, obezite tedavisinde cerrahi müdahale olarak gastrik bypass, tüp mide ve benzeri ameliyatlar uygular. Vücut kitle indeksi (VKİ) 35’in üzerinde olan ve ek sağlık sorunları bulunan bireylerde obezite cerrahisi uygulanabilir. Tüp mide (sleeve gastrektomi) ve gastrik bypass en sık kullanılan yöntemlerdendir. Bu alanda uzmanlaşmış genel cerrahlar, hastaları detaylı değerlendirme ve takip süreçleriyle yönlendirir.

Sıkça Sorulan Sorular

Genel Cerrahi Kliniği Nedir?

Genel cerrahi, vücudun çeşitli organ ve sistemlerinde cerrahi müdahaleler gerektiren hastalıkların teşhis ve tedavisini kapsayan geniş bir alandır. Genel cerrahlar, sindirim sistemi, karaciğer, pankreas, safra kesesi, dalak, tiroid, meme, cilt ve yumuşak doku gibi alanlarda uzmanlaşmışlardır. Ayrıca obezite cerrahisi de genel cerrahinin önemli alanlarından biridir. Tüp mide ve gastrik bypass gibi operasyonlarla fazla kilo sorunu yaşayan bireylerde hem kilo kaybı sağlanır hem de diyabet ve tansiyon gibi hastalıklar kontrol altına alınabilir. 

Genel Cerrahi Kliniği Neye Bakar?

Genel cerrahi, vücudun çeşitli bölgelerinde meydana gelen hastalıkların cerrahi yöntemlerle tanı ve tedavisini üstlenen geniş kapsamlı bir tıbbi uzmanlık alanıdır. Karın boşluğu, sindirim sistemi, meme, tiroit bezi, yumuşak doku hastalıkları, fıtıklar ve travmalar gibi birçok konuda genel cerrahlar tanı koyar ve tedavi uygular. Aynı zamanda acil müdahale gerektiren durumlarda da öncelikli rol oynarlar. Safra kesesi taşları, apandisit, hemoroid, fıtıklar ve meme kistleri gibi yaygın rahatsızlıklar, genel cerrahinin sıklıkla ilgilendiği hastalıklar arasında yer alır.Genel cerrahlar, acil durumlar ve planlı cerrahiler arasında farklı tedavi yöntemlerini kullanarak hastalarına en iyi sağlık hizmetini sunmayı amaçlar.

Devamını Oku

Bazekol Sağlık Grubu

HABERLER

Randevu Al Whatsapp