Detaylı bilgi ve randevu için biz sizi arayalım.

Karın Duvarı Fıtığı Nedir ve Nasıl Oluşur

Karın duvarı fıtığı, karın içi organların ya da dokuların karın kaslarında veya zarlarında oluşan zayıf bir noktadan dışarı doğru çıkmasıyla meydana gelir. Bu zayıf nokta doğuştan olabileceği gibi, yaşla birlikte gelişen kas zayıflığı, geçirilmiş ameliyatlar ya da aşırı kilo alıp verme gibi durumlarla da oluşabilir. Fıtık, genellikle karında şişlik ya da yumru şeklinde hissedilir ve bu çıkıntı öksürük, ıkınma ya da ayakta durma gibi karın içi basıncını artıran durumlarda belirginleşir. Karın duvarı fıtıkları hem kadınlarda hem de erkeklerde görülebilir ancak erkeklerde daha sık karşılaşılır. Fıtık başlangıçta küçük olabilir ve sadece rahatsızlık yaratabilirken, ilerleyen dönemlerde organ sıkışmalarına neden olabileceği için önemsenmeli ve tedavi edilmelidir. Karın duvarı fıtıkları tedavi edilmezse, hayatı tehdit eden komplikasyonlara yol açabilir. Bu nedenle erken teşhis ve uygun cerrahi yöntemlerle tedavi edilmesi büyük önem taşır.

Karın Duvarı Fıtığı Çeşitleri Nelerdir

Karın duvarı fıtıkları, yerleştikleri anatomik bölgeye göre farklı sınıflandırmalara sahiptir. En sık karşılaşılan tür kasık fıtığıdır ve özellikle erkeklerde daha yaygındır. Göbek fıtığı, göbek deliği çevresinde oluşan bir fıtıktır ve hem çocuklarda hem de erişkinlerde görülebilir. Epigastrik fıtık, göbek ile göğüs kafesi arasında yer alır ve genellikle küçük yağ dokularının dışarı çıkmasıyla oluşur. İncisional yani kesi yeri fıtığı, daha önce geçirilmiş ameliyatların yapıldığı kesilerin zayıflaması sonucu gelişir. Bu tür fıtıklar cerrahi girişim sonrası sık karşılaşılan komplikasyonlardandır. Spigelian ve lumbar fıtıklar ise daha nadir görülen türlerdendir. Fıtıkların türüne göre tedavi yöntemi, cerrahi yaklaşım ve iyileşme süreci farklılık gösterebilir. Her bir fıtık türünün oluşturduğu riskler ve belirtiler değişiklik gösterebilir. Bu nedenle fıtığın yeri, büyüklüğü ve hastanın genel sağlık durumu göz önüne alınarak uygun tedavi planlaması yapılmalıdır.

Karın Duvarı Fıtığının Belirtileri Nelerdir

Karın duvarı fıtıkları genellikle belirgin şişlik ya da yumru ile kendini belli eder. Bu şişlik genellikle öksürük, ağır kaldırma ya da uzun süre ayakta kalma gibi durumlarda belirginleşir. Hastalar bu bölgede ağrı, yanma ya da çekilme hissi yaşayabilir. Özellikle günün ilerleyen saatlerinde ve fiziksel aktivite sonrasında bu belirtiler artabilir. Bazı durumlarda şişlik sadece ayakta iken belirginleşir ve yatınca kaybolabilir. Fıtığın sıkışması (inkarserasyon) halinde şişlik sürekli hale gelir ve üzerine bastırmakla içeri girmez. Bu durumda ağrı şiddetlenir ve mide bulantısı, kusma gibi belirtiler de ortaya çıkabilir. Bu tablo acil müdahale gerektiren bir durumu işaret eder. Her karın şişliği fıtık anlamına gelmese de bu tür semptomları olan kişilerin bir genel cerrahi uzmanına başvurması gerekir. Erken tanı sayesinde, ileride oluşabilecek daha ciddi komplikasyonların önüne geçilmesi mümkündür. Ayrıca bazı fıtık türleri başlangıçta ağrısız olabilir ve sadece kozmetik bir sorun gibi algılanabilir. Ancak bu yanıltıcı olabilir ve tedavinin gecikmesine neden olabilir.

Karın Duvarı Fıtığı Kimlerde Görülür

Karın duvarı fıtıkları her yaş grubunda ortaya çıkabilir ancak bazı risk faktörlerine sahip bireylerde daha yaygındır. Özellikle karın içi basıncını artıran durumlar bu riski artırır. Aşırı kilolu bireylerde, sık ve ağır kaldırma yapanlarda, kronik öksürüğü olanlarda ya da kabızlık sorunu yaşayanlarda karın kaslarında zorlanma meydana gelir. Bu zorlanma zamanla fıtık oluşumuna neden olabilir. Ayrıca gebelik döneminde karın duvarında oluşan gerilme ve gevşeme nedeniyle kadınlarda da göbek fıtığı gibi türler sıkça görülür. Daha önce karın ameliyatı geçirmiş olan kişilerde kesi yeri fıtığı gelişme riski yüksektir. Yaş ilerledikçe kas dokusu zayıflar ve fıtık gelişimi kolaylaşır. Bu nedenle yaşlı bireylerde görülme sıklığı da artar. Genetik yatkınlık da önemli bir faktördür. Ailesinde fıtık öyküsü olan bireylerde görülme olasılığı daha fazladır. Ayrıca sigara kullanımı, bağ dokusu kalitesini düşürdüğü için dolaylı olarak fıtık oluşumuna zemin hazırlar. Tüm bu etkenler göz önünde bulundurularak risk grubunda olan kişilerin düzenli kontroller yaptırması faydalı olabilir.

Karın Duvarı Fıtığı Tanısı Nasıl Konur

Karın duvarı fıtığı tanısı genellikle fizik muayene ile konur. Hasta ayakta dururken ya da öksürürken oluşan şişlik muayene sırasında belirgin hale gelir. Doktor, karın bölgesindeki bu çıkıntıyı elleriyle hisseder ve içeriye doğru bastırarak fıtığın yerine girdiğini kontrol eder. Ancak bazı fıtıklar dışarıdan fark edilmez ya da derin yerleşimli olabilir. Bu gibi durumlarda görüntüleme yöntemlerine başvurulur. Ultrasonografi, fıtığın varlığını ve içeriğini değerlendirmede en sık kullanılan yöntemlerden biridir. Gerekli durumlarda bilgisayarlı tomografi ya da manyetik rezonans görüntüleme gibi ileri teknikler de kullanılabilir. Bu yöntemler özellikle daha önce ameliyat geçirmiş ve karmaşık fıtık öyküsü olan hastalarda tercih edilir. Tanı sırasında fıtığın yeri, büyüklüğü, içeriği ve sıkışma durumu detaylı şekilde değerlendirilmelidir. Doğru tanı, uygun tedavi planının belirlenmesi açısından kritik öneme sahiptir. Tanı ne kadar erken konursa, tedavi o kadar başarılı olur ve komplikasyon riski en aza iner.

Karın Duvarı Fıtığı Tedavisinde Uygulanan Yöntemler

Karın duvarı fıtıkları kendiliğinden iyileşmez ve zamanla büyüyebilir. Bu nedenle tedavisi genellikle cerrahidir. Uygulanacak tedavi yöntemi, fıtığın büyüklüğüne, yerleşim yerine, hastanın yaşına ve genel sağlık durumuna göre belirlenir. Açık cerrahi ve laparoskopik cerrahi olmak üzere iki temel yöntem bulunmaktadır. Açık cerrahi yöntemde, fıtık bölgesine bir kesi yapılır ve çıkan organ ya da doku karın içine yerleştirilir. Ardından bölge dikişle ya da sentetik bir yama ile güçlendirilir. Laparoskopik yöntemde ise birkaç küçük delikten karın içine girilerek kamera ve özel aletlerle operasyon gerçekleştirilir. Bu yöntem, daha az ağrı ve daha hızlı iyileşme süresi sunar. Bazı küçük fıtıklarda ya da ameliyat riski yüksek olan hastalarda geçici çözümler önerilebilir ancak bu kalıcı bir tedavi değildir. Fıtığın sıkışması gibi acil durumlarda ise hemen cerrahi müdahale gerekir. Uygun tedavi sayesinde hastaların yaşam kalitesi artar ve fıtığın tekrarlama riski azaltılmış olur.

Ameliyatsız Tedavi Seçenekleri

Karın duvarı fıtıkları için günümüzde önerilen tek kalıcı tedavi yöntemi cerrahidir. Ameliyatsız yöntemler arasında fıtık korseleri ya da dıştan baskı uygulayan aparatlar yer alsa da bunlar yalnızca geçici rahatlama sağlar. Bu tür uygulamalar genellikle ameliyat olamayacak kadar riskli hastalar için düşünülür. Ancak uzun vadede bu çözümler yeterli olmaz ve fıtığın ilerlemesini durdurmaz. Ayrıca korseler sürekli kullanıldığında karın kaslarının daha da zayıflamasına neden olabilir. Bu nedenle sadece doktor önerisiyle kısa süreli olarak kullanılmalıdır. Fitoterapi, akupunktur ya da fizik tedavi gibi alternatif yöntemlerin de fıtık tedavisinde etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Fıtık tedavisi konusunda “ameliyatsız çözüm” olarak sunulan yöntemlere karşı dikkatli olunmalı ve tıbbi dayanağı olmayan uygulamalardan kaçınılmalıdır. Cerrahi dışındaki yöntemler genellikle hastalığın ilerlemesini engelleyemez ve yaşam kalitesini daha da düşürebilir. Bu nedenle, uzman hekim değerlendirmesi sonrası en uygun tedavi kararı verilmelidir.

Cerrahi Müdahale Sonrası İyileşme Süreci

Karın duvarı fıtığı ameliyatı sonrasında iyileşme süreci kişinin genel sağlık durumu ve uygulanan cerrahi yönteme göre değişiklik gösterebilir. Açık cerrahi sonrası hastanede kalış süresi genellikle birkaç gündür. Laparoskopik yöntemde ise hasta aynı gün taburcu olabilir ya da bir gece gözetim altında tutulabilir. İlk birkaç gün hafif ağrılar ve hassasiyet görülebilir. Bu dönemde doktorun önerdiği ağrı kesiciler kullanılmalıdır. Ameliyat bölgesi temiz tutulmalı ve pansumanlar düzenli yapılmalıdır. Fiziksel aktiviteler sınırlanmalı, özellikle ağır kaldırma gibi karın içi basıncı artıracak hareketlerden uzak durulmalıdır. Genellikle 4 ila 6 hafta arasında normal günlük yaşama dönülebilir. Tam iyileşme birkaç ay sürebilir. Doktorun önerdiği şekilde beslenme ve egzersiz programına uyulması iyileşme sürecini hızlandırır. Dikişlerin alınması gerekirse, genellikle ameliyattan bir hafta sonra gerçekleştirilir. Enfeksiyon belirtilerine karşı dikkatli olunmalı ve herhangi bir komplikasyon hissedildiğinde vakit kaybetmeden doktora başvurulmalıdır.

Fıtıkların Tekrarlama Riski Var mıdır

Karın duvarı fıtıkları tedavi edildikten sonra bazı durumlarda tekrar edebilir. Özellikle yetersiz teknikle yapılan ameliyatlar, uygun olmayan yama kullanımı ya da hastanın önerilere uymaması gibi etkenler tekrarlama riskini artırır. Aşırı kilo alımı, sigara kullanımı, kabızlık ya da öksürük gibi karın içi basıncı artıran durumlar da bu riski artırabilir. Cerrahi sonrası ağır kaldırma gibi yanlış davranışlar da fıtığın nüksetmesine neden olabilir. Günümüzde kullanılan modern teknikler ve kaliteli malzemelerle yapılan fıtık onarımlarında tekrarlama oranı oldukça düşüktür. Laparoskopik cerrahi bu anlamda avantaj sağlayabilir çünkü kas dokusuna daha az zarar verir. Hastaların doktor önerilerine uygun davranması, düzenli kontrollerini yaptırması ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemesi, tekrar riskini minimuma indirir. Ayrıca uygun beslenme, ideal kilonun korunması ve karın kaslarını güçlendiren egzersizler nüks riskine karşı koruyucu olabilir. Fıtığın tekrar etmesi durumunda yeni bir cerrahi müdahale gerekebilir ve bu kez daha karmaşık bir operasyon planı gerekebilir.

Fıtıktan Korunmak İçin Nelere Dikkat Edilmelidir
Karın duvarı fıtıklarından korunmak için karın kaslarını zorlayacak durumlardan kaçınmak büyük önem taşır. Aşırı kilolu bireylerin ideal kiloya ulaşması, karın içi basıncını azaltarak fıtık riskini düşürür. Düzenli egzersiz yapmak ve karın kaslarını güçlendirmek, fıtığa karşı doğal bir koruma sağlar. Ağır kaldırırken doğru teknik kullanılmalı ve mümkünse yardım alınmalıdır. Kronik kabızlık ya da öksürük gibi sorunların tedavi edilmesi de önemlidir. Sigara kullanımı dokuların yenilenmesini olumsuz etkileyerek fıtık riskini artırır. Ayrıca, ameliyat sonrası dönemde doktorun verdiği sınırlamalara dikkat edilmesi gerekir. Özellikle karın bölgesine yük bindirecek aktivitelerden uzak durmak, dikişlerin açılmasını ve fıtık oluşumunu engeller. Gebelik sonrası karın kaslarının toparlanması için önerilen egzersizlerin yapılması, kadınlarda fıtık gelişimini azaltabilir. Genel olarak sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek ve vücuda aşırı yük bindirmekten kaçınmak, fıtıktan korunmanın en etkili yoludur.
Sıkça Sorulan Sorular
Karın duvarı fıtığı hayatı tehdit eder mi

Karın duvarı fıtıkları genellikle başlangıçta ciddi bir tehdit oluşturmaz. Ancak tedavi edilmediğinde, zamanla büyüyerek komplikasyonlara yol açabilir. En ciddi komplikasyonlardan biri fıtığın boğulmasıdır. Bu durumda fıtık kesesi içindeki organlar, örneğin bağırsak, fıtık kanalında sıkışır ve kan akışı kesilir. Bu tablo "boğulmuş fıtık" olarak adlandırılır ve acil cerrahi müdahale gerektirir. Tedavi edilmezse, organlarda gangren oluşabilir ve hayatı tehdit eden bir durum haline gelir. Bu nedenle karın duvarında bir şişlik fark eden ve ağrı hisseden bireylerin gecikmeden doktora başvurması önemlidir. Erken tanı ve uygun tedavi sayesinde bu riskler önlenebilir. Dolayısıyla karın duvarı fıtığı, ihmal edildiğinde ciddi sonuçlara yol açabileceği için önemsenmeli ve uzman hekim kontrolünde değerlendirilmelidir.

Fıtık ameliyatı sonrası tekrar fıtık oluşur mu

Evet, fıtık ameliyatı sonrasında bazı hastalarda fıtığın tekrarlama riski vardır. Ancak bu oran modern cerrahi teknikler ve kaliteli yama malzemeleriyle oldukça düşürülmüştür. Tekrarlama genellikle ya ameliyat sırasında yetersiz bir teknik kullanılmışsa, ya da hasta doktorun önerilerine uymazsa meydana gelir. Örneğin, ameliyat sonrası dönemde ağır kaldırmak, ani hareketler yapmak ya da karın içi basıncını artıracak durumlara maruz kalmak nüks riskini artırır. Ayrıca aşırı kilo alımı, sigara kullanımı ve kabızlık da bu duruma katkıda bulunabilir. Cerrahın deneyimi ve kullanılan yöntemin kalitesi kadar hastanın yaşam tarzı da tekrar oluşumunda belirleyicidir. Bu nedenle fıtık ameliyatı sonrası dönemde hekimin önerdiği şekilde dinlenmek, fiziksel aktivitelere dikkat etmek ve kontrolleri aksatmamak çok önemlidir.

Fıtık kendiliğinden geçebilir mi

Hayır, karın duvarı fıtıkları kendiliğinden geçmez. Fıtık, karın duvarındaki zayıf bir noktadan organ ya da dokuların dışarıya doğru çıkmasıyla oluşur ve bu fiziksel bir bozulmadır. Bu bozulma zaman içinde daha da büyüyebilir, fakat geriye dönmez. Bazı durumlarda fıtık başlangıçta küçük ve belirti vermeyecek kadar hafif olabilir, ancak bu fıtığın ortadan kalktığı anlamına gelmez. Aksine, büyüyerek şikayetlerin artmasına neden olabilir. Ayrıca fıtık ne kadar uzun süre tedavi edilmezse, ileride uygulanacak cerrahinin zorluk derecesi o kadar artar. Fıtığın sıkışması veya boğulması gibi durumlar acil cerrahi gerektiren ciddi komplikasyonlardır. Bu nedenle karın bölgesinde fark edilen bir şişlik ya da rahatsızlık mutlaka doktor tarafından değerlendirilmelidir.

Laparoskopik fıtık ameliyatı mı yoksa açık yöntem mi daha iyidir Her iki yöntem de etkin ve güvenli olsa da, hangi cerrahi tekniğin kullanılacağı hastanın durumuna, fıtığın tipine ve cerrahın deneyimine bağlı olarak değişir. Laparoskopik cerrahi, minimal invaziv bir yöntemdir ve karında birkaç küçük kesiden girilerek yapılır. Bu sayede hastalar daha az ağrı hisseder, iyileşme süreci daha hızlı olur ve enfeksiyon riski azalır. Ayrıca ameliyat sonrası günlük yaşama dönüş süresi daha kısadır. Ancak bazı karmaşık ya da büyük fıtıklarda açık cerrahi tercih edilebilir çünkü cerrahın görüş alanı daha geniştir. Önceki ameliyatlardan kaynaklanan yapışıklıklar varsa veya fıtık çok büyükse laparoskopik yöntem uygun olmayabilir. Sonuç olarak her hasta özel olarak değerlendirilir ve en uygun yöntem buna göre belirlenir. Önemli olan, cerrahın hangi yöntemde daha deneyimli olduğu ve hangi yöntemin hastaya daha fazla fayda sağlayacağıdır.

Fıtık korsesi kullanmak çözüm olur mu

Fıtık korsesi, karın duvarı fıtıklarında yalnızca geçici bir rahatlama sağlar ve tedavi edici değildir. Özellikle cerrahiye uygun olmayan ya da ameliyatı erteleyen hastalarda geçici destek sağlamak amacıyla kullanılabilir. Ancak uzun süreli kullanımı önerilmez. Korseler, karın duvarı üzerine baskı yaparak fıtığın dışarı çıkmasını engeller gibi görünse de, kasları daha da zayıflatarak fıtığın büyümesine yol açabilir. Ayrıca yanlış kullanıldığında organlarda sıkışmaya ve dolaşım bozukluklarına neden olabilir. Fıtık korseleri mutlaka doktor önerisiyle kullanılmalı ve tedavi edici değil, geçici bir önlem olduğu bilinmelidir. Asıl çözüm cerrahi müdahaledir ve korseler bu süreye kadar hastanın yaşam kalitesini kısmen koruyabilir. Ancak korsenin rahatlık sağlaması, fıtığın tedavi edildiği anlamına gelmez. Bu nedenle, korset tedavisine güvenilmeden uygun cerrahi planlama yapılmalıdır.

Karın duvarı fıtığı kilo vermekle geçer mi

Kilo vermek fıtığı ortadan kaldırmaz ancak belirtileri azaltabilir ve tedaviye katkı sağlar. Fazla kilolu bireylerde karın içi basıncı artar ve bu durum fıtığın büyümesini hızlandırır. Kilo verildiğinde karın duvarına binen yük azalır ve fıtık bölgesinde baskı düşer. Bu sayede ağrı ve rahatsızlık hissi azalabilir. Ancak fiziksel olarak karın kaslarında oluşmuş bir yırtık ya da zayıf alan kilo vermekle kapanmaz. Fıtık zaten oluşmuşsa, tedavisi ancak cerrahi müdahale ile mümkündür. Yine de ameliyat öncesi dönemde kilo verilmesi cerrahinin başarısını artırır. Ameliyat sonrası iyileşmeyi de olumlu etkiler. Kısacası kilo kontrolü fıtıktan korunmada ve tedavi sürecinde önemli bir destekleyici faktördür, ancak tek başına iyileştirici bir yöntem değildir.

Karın duvarı fıtığı kadınlarda farklı mıdır

Karın duvarı fıtıkları kadınlarda da erkeklerde olduğu gibi görülür, ancak bazı fıtık türleri kadınlarda daha yaygındır. Özellikle göbek fıtığı ve kesi yeri fıtıkları kadınlarda daha sık karşılaşılır. Gebelik döneminde karın kaslarının esnemesi, karın içi basıncın artması ve doğum sırasında yaşanan zorluklar, fıtık oluşumunu kolaylaştırır. Sezaryen ya da karın ameliyatları sonrası kesi yeri fıtıkları da kadınlarda daha sık görülür. Kadınların karın kas yapısı ve hormonal değişimleri de bu duruma katkıda bulunur. Ayrıca kadınlarda fıtıklar bazen karın duvarından çok kasık bölgesinde belirginleşebilir ve yumurtalıklara baskı yapabilir. Fıtığın tanı ve tedavisinde cinsiyete özgü değerlendirmeler yapılması önemlidir. Özellikle doğurganlık planı olan kadınlarda cerrahi sonrası karın duvarı sağlamlığı ayrı bir öneme sahiptir. Bu nedenle, kadınlarda fıtık takibi multidisipliner bir yaklaşım gerektirebilir.

Karın duvarı fıtığı çocuklarda da olur mu

Evet, karın duvarı fıtıkları çocuklarda da görülebilir. En yaygın olanı göbek fıtığıdır ve genellikle doğumdan sonra fark edilir. Göbek deliğinde belirgin bir şişlik şeklinde kendini gösterir. Çocuk ağladığında ya da ıkındığında bu şişlik daha da belirginleşebilir. Bebeklerde karın kasları henüz tam gelişmediği için bu tür fıtıklar yaygındır. Çoğu zaman 1-2 yaşına kadar kendiliğinden kapanabilir. Ancak bazı durumlarda cerrahi müdahale gerekebilir. Kasık fıtığı da çocuklarda görülebilen bir diğer türdür ve erkek çocuklarda daha sık rastlanır. Testis torbasına doğru inen şişlik şeklinde görülür. Bu tip fıtıkların sıkışma riski daha yüksektir, bu nedenle erken tanı ve müdahale önemlidir. Çocuklarda karın duvarı fıtıkları genellikle iyi seyirli olsa da bazı durumlar acil müdahale gerektirebilir. Ebeveynlerin bu konuda bilinçli olması ve uzman çocuk cerrahlarına danışması gereklidir.

Ameliyat sonrası nelere dikkat edilmelidir

Ameliyat sonrası süreç, fıtığın tekrarlamaması ve komplikasyon gelişmemesi açısından kritik öneme sahiptir. İlk günlerde istirahat etmek ve doktorun belirlediği sınırlar içinde hareket etmek gerekir. Ağır kaldırmaktan, öne eğilerek zorlayıcı işler yapmaktan kaçınılmalıdır. Beslenmeye dikkat edilmeli, kabızlık yapacak gıdalardan uzak durulmalıdır çünkü ıkınma karın içi basıncını artırarak dikişlerin zorlanmasına neden olabilir. Bol sıvı tüketimi ve lifli gıdalar önerilir. Dikişlerin enfekte olmaması için yara temizliğine özen gösterilmeli ve pansumanlar düzenli yapılmalıdır. Sigara içilmemesi, iyileşme sürecini hızlandırır. Doktorun önerdiği korse kullanımı varsa, uygun şekilde uygulanmalıdır. Egzersizler için doktor onayı beklenmelidir. Kontroller aksatılmamalı, herhangi bir ağrı, kızarıklık, ateş gibi belirti durumunda vakit kaybetmeden hekime başvurulmalıdır.

Karın duvarı fıtıkları ile karıştırılan hastalıklar nelerdir

Karın duvarı fıtıkları, bazı durumlarda başka hastalıklarla karıştırılabilir. Örneğin, karında ele gelen şişlik bazı kistleri, lipom (yağ bezesi) gibi iyi huylu tümörleri ya da kas yırtılmalarını taklit edebilir. Kadınlarda yumurtalık kistleri, erkeklerde testis torbasına inen şişlikler fıtıkla benzer şikayetler oluşturabilir. Ayrıca, kas spazmları, bağırsak gazı, divertikülit gibi hastalıklar da karın ağrısına neden olur ve fıtıkla karışabilir. Özellikle küçük ve derin yerleşimli fıtıklar, ultrason ya da MR olmadan ayırt edilemeyebilir. Bu nedenle karın bölgesinde şüpheli bir şişlik, ağrı ya da dolgunluk hissi olan kişiler mutlaka genel cerrahi uzmanı tarafından değerlendirilmelidir. Doğru tanı, doğru tedavi için şarttır.